Menu
ADIMLAR
Öykü • ADIMLAR

ADIMLAR

Abimin başına üşüşen askerler, yaklaştığımı fark edince çil yavrusu gibi dağıldılar. Yüzlerini saklayarak sağa sola kaçıştılar. Birbirimizin yüzünü aynı anda gördük.  Ayakucuna düşmüş miğferini almaya çalıştı telaşla. Uzanamayacağını anlayınca kırık, acılı bir gülümseme belirdi dudaklarında. Kızgın olduğunda hep yaptığı gibi elini sakalına götürdü. Uykusuzluk ve yorgunluktan çukurlaşmış gözlerinde görmeye alışık olduğum ateş, yerini köz ve kül tanelerine bırakmıştı. Bir şey diyecek oldu, vaz geçti. Omuzları küçüldü. Kılıcını yere sapladı. Dizleri üzerine çöktü.

Bir adım attım.

Üstü başı toz toprak içindeydi. Elleri mi titriyordu? Güreş tuttuğumuz günleri unuttum.

Bir adım daha...

Dudağının kenarından sızan kan, göz bebeklerime sıçradı.Bugüne kadar emrimde gözü kapalı ölüme giden askerlerimin yüreklerini buz gibi bir rüzgar yaladı geçti. Kimse ne olduğunu anlamadı, ben üşüdüm. Başıma tülbent sarmayı ondan öğrendiğimi unuttum.

Bir adım daha...

Kalbine saplı hançere hakarete uğramış gibi tiksintiyle baktı. Dişlerini sıkarak kabzasından tutup çekti, çıkaramadı. Çekti, çıkaramadı. Birlikte savaştığımız günlerin gecelerinde sırtını sırtıma dayayıp uyuyuşunu unuttum.

Bir adım daha...

Umudunu kesip son kez baktı bana. Ağzı aralandı, ona uzanmak istedim. Dişlerini kenetledi.İkimizi kucağına alıp“haylaz oğullarım” derken sesi tireyen süt annemizin kederli yüzünü unuttum.

Bir adım daha...

Sağ yanına devrildi.  Kalbindeki hançerden dünyaya bir karanlık yayılıyordu. Gözlerim karardı, toprak ayağımın altından kayıyordu.

Babamızı düşündüm. Karanlık büyüdü. Ona kılıç kullanmayı öğretişini unutamadım. Büyüdü. Hep sağ yanına oturtuşunu unutamadım. Büyüdü. Ona her baktığında gözlerinde beliren o ışıltıyı, övüncü unutamadım. Zifire kesti dünya.

Durdum. Kılıcımın kabzasını okşadım. Gökyüzüne baktım. Tepemizde dönüp duran şu karga da neyin nesi?

...

“Ordu emirlerinizi bekliyor efendim.”

Toparlandım. Sesimin titrememesini umarak konuştum;

“Pay-i tahta varalım!”

Diğer Yazıları