Menu
YALNIZ AĞAÇ
Şiir • YALNIZ AĞAÇ

YALNIZ AĞAÇ

Düşün bir ağacı…

Kuru dallarından fışkıran yeşil yaprakları,

Kök salmış dört bir yana asırlardır…

Şahlanmış, yücelmiş, tek başına yükselmiş.

Bir ağaç düşünün şimdi…

Herkese gölge edip, kimsenin gölgesine girmemiş.

Ne gariptir değil mi din, dil, ırk ayrım yapmadan

Bir ağacın herkese gölge etmesi.

Sahi kardeşlik, birlik, beraberlik neydi?

Sevda neydi mesela, dava neydi, bütünlük, beraberlik neydi?

Bütün bunların yanında ayrılık kimdi?

En önemlisi de insan kimdi İNSAN?

İnsan; gözü kapalı varlık, sağır etmiş kulaklarını da tüm olanlara.

Bir açsa gözünü, hissetse ona bahşedilen kalple,

Duysa olan biten her şeyi o zaman en büyük destekçisi olurdu yalnız ağacın.

İnsan, o mağrur varlık…

Nelere katlanmış da bir gururuna söz geçirememiş, kibrine yenilmiş.

İnsanı insandan ayıranda zaten gururun kendisiymiş.

Üstün görmüş işte insan kendi gül-badesini,

Bir toplum düşün şimdi

Düşün ki her şeye göğüs germiş de bir arada tutabilmiş insan mabedini.

Bir toplum düşün ki paylaşmayı saygıyı da bilip nakşedebilmiş diğerlerine,

Bir toplum düşün ki vatanı uğruna savaşmayı öğrenip öğretmiş.

Tüm bunlar olurken de sen o milletsin, sen beyazsın, sen siyah denmemiş

Melese vatansa kendini bu vatana ait hisseden herkes bizdendir denip kabullenilmiş.

Böyle öğrenmiş aslında insan, böyle büyümüş insanlık.

Sonra, uyumuş insanlık kapamış gözlerini,

Sağır etmiş kulaklarını mazlumun çığlıklarına ve...

Terk etmiş yalnız ağacı.

Terk edilince yalnız ağaç ah etmiş tüm insanlığa ve

Söz vermiş kendince tüm insanlığı kucaklayacağına.