Menu
YENİ AHİLİK DÜŞÜNCESİ
Haberler • YENİ AHİLİK DÜŞÜNCESİ

YENİ AHİLİK DÜŞÜNCESİ

Ahilik, bilindiği gibi Ahi Evren (1175-1262, asıl adı Şeyh Nâsıruddin el-Hoyî) tarafından kurulan esnaf dayanışma teşkilâtıdır.

İlkeleri; Herkesin bir sanatı ve mesleğinin olması, helalinden kazanılması, cömert ve yoksullara yardımcı olunması, âlimlerin sevilmesi, alçak gönüllü olunması, zenginlerin kapısına gidilmemesi vs.

Aslen Horasan kökenli olup Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan Müslüman Türkmen halkın sanatticaret ve ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, esnaf örgütlenmesini, kariyer standartlarını ve ilkelerini düzenleyen, üyelerini hem ekonomik hem de ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir.

Çeşitli kaynaklar onu, bir gençlik teşkilatı olan fütüvvet üzerinden İslam Tarihi’ne kadar götürmekte.

İster Türk, ister İslam nereye giderse gitsin, ahilik anlam itibariyle bu topraklarda; cömert, eli açık, temiz, cesur ve ahlaklı insan şeklinde hayatiyet kazanmıştır.

Yeni Türkiye

Yeni Türkiye’nin önünde, hâlâ çözülemeyen Alevilik, üretimi esas alan iktisadî ahlâk, üretim, adil gelir bölüşümü ve refahı önceleyen düşünce ve felsefe eksikliği gelmektedir. Bu nedenle “ahilik” düşüncesinin yeniden yorumlanması gerekiyor. Yeniden yorumlanabilirse ancak, Türklerin Anadolu’da tutunmasını sağlayan Aydınlanma çağı, yeni yorumuyla Yeni Türkiye’yi var edecektir.

Nasıl bir aydınlanma?

Ahilik, bugün anladığımız anlamda ne sadece esnaf teşkilatı, ne de salt bir dini örgütlenmedir. Bu hususun anlaşılması gerekiyor.

Ahilik, özü itibariyle paylaşmayı, her mahallede bir milyoner yaratmayı değil, her mahallede fakir bırakmamayı kendine ülkü edinen ve üretimi ön planda tutan, esnaf örgütünün lideri konumundaki şeyhine bağlı, her meslek örgütünün kendi içinde yükselme standartlarını belirlemiş (toplam kalite: çırak, kalfa, usta) ve içinde devlet-millet arasında arabuluculuk hizmeti de (ombudsmanlık) olan bir iktisadi yapıdır.

Bugün bu özelliklerin ve görevlerin her biri, çeşitli kamu kurumları tarafından deruhte edilmektedir.

Övünmeyi bırakalım

Tarihsel olarak böyle bir kurumu kurup, geliştirdiğimizi bilmemiz önemlidir. Çünkü öz saygımızı artırır ve bizi komplekslerden kurtarır. Fakat ahilik kurumunun, bu topraklarda içinden geldiğimiz kültürel yapının son noktası olarak bizleri, sürgit bir övünme makinesine dönüştürme tuzağına düşürmesine izin vermemeliyiz.

Tuzaktan nasıl kurtulabiliriz?

Tuzaktan kurtulmak için, öncelikle önümüzde bir tuzak olduğunu fark etmemiz gerekir. Daha sonra, konu hakkında ayrıntılı ve çok yönlü bir okumaya tabi tutmalıyız kendimizi.

Ayrıntılı ve çok yönlü bir okumaktan kastımız, literatürde multi-disipliner denilen disiplinler arası, farklı meslek ve bilimlerden insanların araştırmalarını içeren yaklaşımdır. Bu yaklaşıma göre ahiliği;

Sosyoloji ve Ahilik

Teknik Eğitim ve Ahilik

Felsefe ve Ahilik

Tasavvuf ve Ahilik

İktisat ve Ahilik

Din ve Ahilik

STK ve Ahilik

Ombudsmanlık ve Ahilik

Toplam kalite ve Ahilik

İşletme-Organize Sanayi Bölgeleri ve Ahilik

Ar-Ge ve Ahilik

Yönetim ve Ahilik

Esnaf Teşkilatı-Odalar ve Ahilik

 

Yönlerinden ele alabilecek özgür bir Ahilik Araştırma Merkezi/Enstitüsü’nün kurulmasının faydalı olacağını düşünüyorum.

Ya Ahi Evran Üniversitesi bünyesindeki Ahilik Kültürünü Araştırma Merkezi’nin akademik kadrosu, yukarıda anılan konularda uzman araştırmacı ve öğretim üyeleri/bilim adamları ile acilen desteklenmeli; ya da Başbakanlık Etik Kurulu’na bağlı Selçuklular dönemi tarihi, İktisat tarihi, İşletme, Yerel yönetimler maliyesi ve Felsefe alanları başta olmak üzere farklı bilim dallarından öğretim üyeleri ve kariyer uzmanlarının içinde olacağı bir Araştırma Merkezi kurulmalıdır.

Araştırma Merkezi’nin Görevi

Merkez’in 2 görevi olmalıdır.

Görevlerinden birincisi, tavsiye niteliğindeki görüşlerdir. Görüşler, tüm devlet kurumları ve vatandaşlar için verilir. Verilen Görüşler re’sen olabileceği gibi, Merkez’e yapılan başvurular ve görüş talepleri neticesinde de olabilir.

1) Kamu kurumları, esnaf ve meslek örgütleri ve derneklerinin alacakları karar ve haklarında alınmış kararlara ve yasal düzenlemelere ilişkin verilen görüşlerdir.

2) Vatandaşlar haklarında alınmış kararlara, uygulama ve yasal düzenlemelere ilişkin verilen görüşlerdir.

Merkez’in ikinci görevi de, belirlenen konularda hakemli ve süreli bir akademik dergi çıkartmak olmalıdır.

SONUÇ

Batı medeniyetini ve kapitalizmi yaratan zihnî faktör burjuva zihniyeti iken, bizim özgün bir kültür ve medeniyet oluşturmamızın temelinde ahi zihniyeti vardır. Bu zihniyet, Türk toplumunun kapitalizme karşı direnebilmesinin de en önemli sebebidir. Bizde, toplum yararını kendi çıkarından üstün gören, kanaatkâr fakat girişimci, siyasetten uzak fakat gereğinde devlet işlevlerini üstlenebilen insan tipi idealize edilmiştir. Ahiler, bunların somut örnekleridir.

Yukarıda, yeni bir Ahilik Araştırma Merkezi kurulması önerilse de, geldiğimiz noktada şunları söyleyebiliriz. Bugün ombudsmanlık (kamu denetçiliği) ve Başbakanlığa bağlı Etik Kurulu, ayrı ayrı teşkilatlanmış ve toplum üzerinde psiko-tarih açıdan hiçbir yaptırımcı karşılığı bulunmayan kuruluşlar olarak algılanmaktadır. Ki, öyle tarafları da vardır.

Oysa Ahilik, tarihi geçmişi ve Osmanlı Devleti’ni kuran dört iradeden (gaziler, abdallar, bacılar ve ahiler) biri oluşu hasebiyle ve de kamu denetçiliği ve etik kurulunu da kapsayacak misyonu içinde barındırdığı için, tüm bu kurumlar Ahilik ile ilgili yeni bir başlık/kurum altında yapılandırılması elzem görünmektedir.

Yeni Türkiye, sosyo-ekonomik tarihi dinamiklerini yeniden uyarmadan hayata geçebilemez.

Bu sebeple;

-Kamu denetim kurumu (ombudsmanlık)

-Etik Kurulu

-Araştırma Merkezi (dergi ve görüş)

Gibi unsurlar ve kurumların tek bir başlık altında toplanması ekonomik, psiko-tarihî altyapı, ve de bilimsel gelecek adına özgüven verici özgün bir yapılanmanın işaret fişeği olacaktır. İthal bir kurum değil, Selçuklu tarihine yaslanan, 900 yıllık geçmişi olan bir kurum yeniden ihya edilmiş olacaktır. Bunun, topluma ne denli bir özgüven aşılaması olacağı, her türlü takdirin üzerindedir.