Menu
'HANGİ SOL'
Haberler • 'HANGİ SOL'

'HANGİ SOL'

Attila İlhan, ‘Hangi Sol’unu 1970’te, ‘Hangi Batı’sını 1972’de yayınlamış; siyasi görüşleri ahir ömründe uluSol bir çizgiye otursa da birinci kitabıyla sorulması gerekeni ilk soran olmakla adını (siyasi tarihin değil ama) yerli yayıncılığın tarihine yazdırmayı başarmıştı.

Elbette bir Solcu olarak ‘Hangi Batı’ diye sorması da önemliydi ancak o, ‘Hangi Sol’ sorusunu daha anlaşılır kılmaya yönelik olduğundan tali bir soru olarak kaldı.

Çünkü ‘Sol’ her şeyden önce Batı’nın asi, delişmen, romantik ve yıkıcı çocuğuydu. İyi bir Solcu olabilmenin ya da Sol’u doğru okuyabilmenin yolu öncelikle Batı’nın ne olduğunu, Sol bir perspektifle nasıl anlaşılması gerektiğini iyi bilmekten geçiyordu.

Attila İlhan’ın yaklaşık yarım asır önceki ‘Hangi Sol’ sorusu, SYRİZA yani Radikal Sol İttifak’ın Yunanistan’daki son seçim başarısıyla birlikte CHP’nin iktidara taşınması yolundaki yeni bir umudun nesnesi olarak birkaç gündür tekrar sorulmaya başlanmış ancak bu Sol’un /Solculuğun sorgulanması değil, kendilerini AK partili olmama nedeniyle solcu sayan ve CHP adına seçim başarısı kazanmaya yeşillenenlerin sorusu olmakla bu kez amuda kaldırılarak sorulmuş oldu.

Öncelikle bu soru Sol entelektüeller tarafından sorulmuyordu. Daha doğrusu orta yerde onu sorabilecek bir Sol entelektüel yoktu. Çünkü eksik kaçak da olsa Sol entelektüeliyeti temsil eden Birikim’deki ‘baba’ yazarların düşünmeyi başka bahara erteleyerek Ak Parti’ye duydukları kinle tipik bir sokak küfürbazlığına savrulmaları yüzünden Sol’un entelektüel dairesi zaten kapanmıştı.

O halde ‘Hangi Sol’ diye kim soruyordu?

Türkiye milletinin inanç değerlerine muhalefet etmeyi, Türkiye’nin istikrarına kast etmeyi, azgınlıklarına, taşkınlıklarına, küfürbazlıklarına, eşkıyalıklarına set çekilmesini özgürlük kısıtlaması olarak anlayan, Paris olayını Madımak’la eşitleme ucuzluğunu büyük bir düşünsel icat sayan birkaç işgüzar ekran bülbülü soruyordu.

Muhatapları arasında ise (sahiden bir Sol tartışması yapılıyormuş duygusu verebilmek için) Solculuk nedeniyle az bir bedel ödeyip çok yaygara çıkarmış birkaç eski tüfek bulunuyordu. Öylesine eski tüfeklerdi ki, örneğin onlardan biri ‘Alexis Tsipras başarılı olabilecek mi?’ diye sorulduğunda ‘Sabahattin Ali’yi kim neden öldürdü iyi bakmak lazım’ diye karşılık veriyordu.

Dolayısıyla ‘Hangi Sol’ sorusu, bunu sormayı hak edenler tarafından sorulmadığı, sadece CHP için arzulanan bir seçim başarısının rüyası olduğu ve malum medyanın haber-yorum programcılarının konu sıkıntısı çektikleri bir zamana denk geldiği için sorulurken amuda kaldırılmış oldu.

Buradaki absürdite o kadar net ki, SYRİZA ile CHP’nin benzemezliği üzerinden ayrıca konuşmak her şeyden önce ‘ispat’ kelimesine karşı haksızlık etmek olacaktır.

Bir yanda iflas etmiş bir devleti, adı AB olan Kapitalist bir yapının sağlayabileceği yeni imkanlarla ihya etmenin derdine düşmüş bir parti, diğer yanda sorgulanması imkansız bir despot olarak devleti yirmi yedi yıl tek başına yönetip, onu batırmanın eşiğine getirdiği için millet tarafından tart edilmiş bir parti…

Bir yanda Kapitalizme sıhhatli bir işleyiş kazandırabilmek için AB ile yapılacak pazarlıkta Sol tutumun işe yarayabileceğini düşüneneler, diğer yanda ise devletin ve milletin zenginleşmesiyle daha cazip hale gelmiş iktidar pastasını yağmalayabilmek için ellerini oğuşturanlar…

Üstelik CHP, onu ‘Ortanın Solu’ ve bilahare ‘Sosyal Demokrat’ olarak niteleyen liderlerinden çok çok uzağına düşmüş bir parti iken, ‘neren çıktı bu Hangi Sol sorusu’ diye de düşünülebilir.

Öyle ya üç günlük genel müdürlüğünü bile -herhangi bir derde deva olmak bir yana- devleti millete şikayet etmekle geçirmiş birinin sağına Mehmet Bekaroğlu’nu, soluna Hüseyin Aygün’ü alıp CHP lideri olarak boy gösterdiği bir zaman ve zeminde CHP kim, Sol ne ola?

Daha da önemlisi bu lider, seçimde başarılı olma amacını gölgede bırakan şedid bir hırsla ve AK Partiye duyduğu dizginsiz bir kinle CHP’nin politikasını ‘uzaktaki kara çukur’un ellerine teslim etmişken, yarım asırlık ‘Hangi Sol’ sorusunun esamisi mi okunur?

Doğru soru, doğru cevabın şartıdır. Doğru soruyu ille de yanlış bir cevabın şartı kılmaya kalkışmak da açık bir art niyetin göstergesidir.

Sol’un entelektüel yetersizlik nedeniyle kendi Solculuğuna sahip çıkmaktan aciz olduğu şu zamanda, kendisine mahsus özel ve nitelikli bir sorunun imalar, kelime oyunları eşliğinde amuda kaldırılmasıyla CHP’nin hırslarına peşkeş çekilmesi ise tek kelimeyle üzüntü vericidir.

twitter.com/OmerLekesiz

(YENİ ŞAFAK, 30.01.2015)

ÖMER

Türk yazar, eleştirmen İlk ve orta öğrenimini Yozgat'ta tamamladı. Ankara Meslek Yüksekokulu Kamu Sevk ve İdaresi Bölümü'nü bitirdi.