Menu
GÜLLER SEREN GÜLSEREN İÇİN
Haberler • GÜLLER SEREN GÜLSEREN İÇİN

GÜLLER SEREN GÜLSEREN İÇİN

İNŞİRAH SURESİYLE DİRİLİŞE DOĞRU AKARKEN,

AN AN TÜKENEN BEDENİYLE YOLLARA GÜLLER SEREN GÜLSEREN

Bahar geldi, diriliş ve esenlik sağan bahar… Rengârenk çiçeklerle bir başka karşılıyor baharı İstanbul. Nisan bizleri sağanak sağanak sonbahar yağmurlarından, ikindi serinliklerinden, güneşe, yıldızlara, keşif bekleyen yaz gecelerine taşımak için geliyor.

Hayata daha bir tutunma duraklarındayız. Hayatı doyasıya yaşama, haz iklimlerini an an solurken daha bir bağlanıyor, kök salıyor ve arzularla ve ihtirasla palazlanmış günlere açıyoruz gözlerimizi… Tam da hayata tutunma duraklarının en dayanılmaz anlarında gelir ölüm haberleri. Aniden, nereden çıktı bu der gibi şaşkın donup kaldığımız demlerdeyizdir. Baharla açan çiçeklerin rayihalarıyla Nisan’ın bakir güneş ışıklarıyla şaşkın yakalar bizleri ölüm haberleri...

Sevgili Gülseren Gümüş Hakka yürüdü. Yollara güller sererek, çalışan, gayret gösteren, tüm engellere rağmen, asıl engellerin gönüllerde, gözlerlerde, bedenlerde olduğunu anlatmak ister gibi engel tanımayan yüreğinin coşkun çırpınışlarıyla Hakka yürüdü… Bizi engellerimizi düşündüren hal ile çalışan, tembelliklerimize, üşengeçliklerimize, dünyevi kaygılarımıza, geçici hevesler için düştüğümüz tüm telaşlarımıza inat Rabbe doğru bir ırmak gibi aktı. Akarken, yanındaki yöresindeki tüm kurumuş otları gümrah çiçekler gibi açtırırken, baharları taşıdı umutsuz yüreklere… Güneşler doğdu onun feyizli bereketli avuçlarından yetim çocukların gözlerine. Yıkılmaya yüz tutmuş her eve huzur dokunmuş mektuplar gönderdi, gençlerin umut sakası oldu onlara umudu aşkı taşıyan bakışlarıyla…

Aylar önce kırık dökük konuşuyoruz. Nisan diyorum, belki nisan olabilir… Nazikçe davet ediyor. Sesinin titreyişlerinde güçsüzleşen an an tükenen bedeninin sızıları yüklü sanki. Fazla konuşmak istemiyorum. Nisana ayarlı bir randevu alırken Gülseren kardeşimden, nereden bilebilirdim kendisi Rabbine Nisan güneşinin bakir aydınlığında yürüyecek. O çoktan randevusunu almış.  İnşirah Suresi’ni okuyarak büyüttüğü kalbiyle adım adım yaklaştığı Rabbine giderken bile güller sererek gidiyor. O’nunla tanışmamış olmanın bahtsızlığını yaşadığım şu saatlerde, ölüm haberini almak yüreğimi titretse de biliyorum, “ Her güçlüklü bir kolaylık vardır” diyen Rabbine bağlılığını ve sadakatini sürdüren Gülseren kardeşim, en çok sevdiğine kavuşmuştur.

Engel Duvarı adlı kitabını, birkaç saat içinde bitirdiğimde, cesur yüreğine, aşka olan inancına, değerlerine sarsılmaz bağlılığına hayran kalmış çocuklarımın ellerine tutuşturmuştum. Aynı dönemde küçük kızımla “ Sol Ayağım” adlı kitabı okuyorduk. Ve kitabı okuyup bitirdiğimde bir ibret vesikası gibi anlattığı hayatıyla cesur yüreğinin öykülerini seriyordu gözler önüne. Engelli bedeniyle büyüttüğü, mahlûkata ve Yaradanına olan sonsuz bağlılığıyla tutuşan bir kalbi taşımanın ne demek olduğunu anlıyorduk onun kaleminden. “ Muhakkak ki gözler kör olmaz fakat kalpler kör olur.”( Hac:46 ) Ayetini çağrıştıran bir ilhamla okuduğum kitap da cesurca aşkından, evliliğinden, çalışma hayatından bahsediyor, tüm engellere rağmen coşkun bir ırmak gibi akan duygularını yaşamanın güzelliklerini okuyucu ile paylaşıyordu. Oysa bizim ne çok engellilerimiz vardı. Ne çok tökezleyen ayaklarımız, fersiz dizlerimiz, gülmeyen yüzlerimiz, umutsuz yarınlarımız, uyuşuk nice saatlerimiz vardı, Gülseren kardeşimin aşkla tutuşan yüreğinin yanında…

“Her gün giderek güçsüzleşen bedenimle arta kalan kıpırdayışların hakkını vermeye çalışıyorum.” Derken “ Elbette her güçlükle birlikte bir kolaylık vardır.” Diyen Rabbine sığınıyor. Bedeni an an eridikçe o, davasını büyütmenin telaşında. Hak ve hakikat yolcusu olmanın misyonu omuzlarında Güldeste Derneği’nin çalışmalarını büyük gayretlerle sürdürüyor. Ve Rabbim onun sadrını genişletiyor, işini kolaylaştırıyor, dilindeki düğümü çözüyor. Onca eli, ayağı, bedeni sağlam ama yüreği yaralı ve engelli insana rağmen, Rabbinden aldığı ilham ve hızla büyütüyor yüreğini, Gülseren’i durdurmak mümkün değil. Kimsenin yapamadığını yapıyor gurbet ellerde, kimselerin çalmadığı kapıları çalıyor, çalışkanlığı ve azmiyle gençleri büyüleyen solgun bakışlarıyla kapılar açılıyor önüne… Kapılar açıldıkça yollar açılıyor. Senai Demirci’nin deyimiyle, yollara güller seriyor Gülseren. Yollara, gönüllere, kızgın asfaltlara, batının ortasında kalmış, modern bunalımların eşiğinde sıcak insan yüzlerine hasret gençliğin önünde yürüyerek güller seriyor.

“Kendi kalbine bakamayanın yaşamı bulanıktır; kendi yüreğine bakabilme cesareti gösterenler gönlünün muradını keşfedenlerdir. Dışarıya bakan rüya görür, hayal dünyasında kaybolur, içeriye bakan uyanır, kendini keşfeder.”( C.Gustay Jung)  Kendine yürüyenlerdendi Gülseren, kendine, yüreğine yürümeyi yüreğinin imkanlarına kavuşmayı keşfedenlerden… O nedenle Jung’ında belirttiği gibi bulanık yaşamadı. Hayat duru bir ırmak gibi aktı onun fersiz, an an tükenen bedeninde… Ama o bu tükenişe aldırış göstermeden hep koştu, Hakikate, aydınlığa, umuda koştu. En önemlisi de kendi yüreğine bakabilme cesareti gösteren ender insanlardan birisi olarak aşkın olana koştu; aşık oldu, evlendi hayatı doyasıya yaşadı. En önemlisi gençliğin önünde rüyalar görmeyen, gerçeğin ta kendisi olarak dimdik duran, hayal âleminde kaybolmaktan ziyade kendi rüyasını gerçekleştirmeyi seçenlerden oldu… “ Şüphesiz, her güçlükle bir kolaylık vardır. Öyleyse sıkıntıdan kurtulduğun zaman sağlam dur ve yalnız Rabbine sevgiyle yönel.” ( İnşirah Suresi) Gülseren kalbiyle sevgiyle yöneldiği Rabbine sağlam, erdemli, hakikatli bir duruşla yürüdü. İnşirah Suresini okudu. Okumakla kalmadı yaşadı. Tüm azalarına, hayat damarlarına bu ayeti akıttı.

Ve hayatı ibretlik, yaşamı ibretlik kardeşimizin arkasından haberler: Ölümüyle Duisburg’u adeta yasa boğan Gülseren Gümüş için dün, Duisburg’ ta cenaze namazı kılındı. Gülseren Gümüş’ü son yolculuğuna uğurlamak isteyenler, cenazenin kılınacağı Duisburg DİTİB Muradiye Camii’ne akın etti. Oluşan yoğun kalabalığa cami avlusu yetmeyince cenaze namazı, caminin yanında bulunan boş alanda kılındı. Öğlen namazını müteakiben kılınan cenaze namazında T.C Düsseldorf Başkonsolosu Fırat Sunel ve Din hizmetleri Ateşesi Ramazan Ilıkkan, Gülseren Gümüş’ün yaşamına dair konuşmalar yaptılar.

Sevgili Gülseren kardeşimize Rabbim Rahmet eylesin, tüm sevenlerine Sabri cemil diliyorum…



(23.Nisan 2013; Özgün İrade Dergisi Mayıs Sayısı)

SELVİGÜL

1971 Reşadiye Tokat doğumlu yazar Lise ve Üniversiteyi İstanbul’da bitirdi . Kısa süre muhabirlik ve öğretmenlik yaptı. Bağcılar ve Bahçelievler Kültür Mdlüklerinde görev aldı . Pamuk Şekeri Çocuk Dergisi’nin genel yayın yönetmenliğini yaptı. Edebistan Sitesi’nin söyleşi editörlüğünü bir süre sürdüren yazar İstanbul Yazarlar Birliği Yönetim Kurulu üyeliğinde bulundu.

Daha fazla görüntüle